5 Temmuz 2010 Pazartesi

yaz tatili ve Karavşan günü önerisi

Bir önceki post'ta yazdığım evler serisine bu hafta içinde başlıyorum. bu kadar ara vermemin nedeni okul bitip karneyi alır almaz yaptığımız "tatil köyü" aktivitesidir.

eskiden de böyleydi, ama o zamanlar tatil köyü kavramı yoktu tabii, köy zaten tatil demekti benim gibiler için. Ankara'dan (oğuz, atilla, ikmet) İstanbuldan (ayhan, tarık, hacı ahmet)Polatlı'dan (ergin, tamer) karne biter bitmez köye gelirdik. (Ergin-Tamer ikilisinden o kadar emin değilim aslında) saydığım isimler "yukar maalle"nin" torunlarıydık, aşağı mahalleye dışarıdan gelen bir tek Recep'i hatırlıyorum benim yaşıtlardan.


"Alles Inklusiv" tatilim sırasında, gecenin bir vakti balkonda otururken eski karne sonrası tatil günleri geldi aklıma, bir de neden bir "Karavşan Günü" yapmayalım? sorusu. Tepreş aktivitesine hiç katılmadım ama benim kafamdaki daha farklı bir şey; yolu bir şekilde Karavşandan geçmiş; kalbinin bir yerlerinde hala ( gitmesek te kalmasak ta) o köye duyulan özlemi taşıyanları senenin bir günü; mümkünse de karnelerin alınıp ÖSS,ÖYS,SBS,LGS, vs.vs. türü sınavların sonrasında bir hafta sonu Karayavşan'da toplasak fena mı olur? kaç kuşak bir araya gelir, hısım akraba olup ta hiç tanışmamış olanlar birbirlerini öğrenirlerdi. bu değim olayın bayram seyran zamanlarında olması pratikte mümkün değil gibi geliyor bana. bu satırları okuyup ta konu hakkında fikir vermek isteyenler olursa bu olayı -bir şekilde- geröekleştirebiliriz gibi geliyor bana.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder