14 Ağustos 2009 Cuma

şeker bayramı - 1

Unutmak ne mümkün o güzel günleri...
Benim çocukluğum ramazanların sıcak, uzun yaz günlerine denk geldi. ( yaşlandık artık, Ramazan gene yaz aylarına geliyor; bu 35 yıl devrildi demektir) Uzun, sıcak, kavruk yaz sıcağında oruç ta pek zor gelirdi bi çocukarla. Kim tutardı kim tutmazdı pek hatırlamıyorum ama çocuk kontenjanından öğlene kadar oruç tuttuğu günler olmuştu. Akşam vakti yaklaşıp sofra telaşı başladığında “ocakay” ın ezanı okumasını sabırsızlıkla beklerdim. Birkaç günde bir mutlaka hamur yemeği pişerdi bizim evde. O muhteşem koku ( hele bir de şırbörekse) bütün “karaltı”yı kaplar, “zapar” statüsünden pişen yemeğin tadına önce ben bakardım.

Esas keyif akşamları olurdu. Teraviye gitmek niyetiyle evden çıkıp tenha bir köşede gizlice sigara içerdik topluca. Ramazanda içki olmuyordu haliyle...
Son gün gelip, “arpe”, iftar için şırbörek pişirildiğinde pek mutlu olurdum. Arife geceleri tuhaf bir dinginlikle geçerdi diye hatırlıyorum. Herkes erkenden dağılırdı, pek bir muhabbet te olmazdı.

Vee bayram sabahı. Evde bir koşuşturmaca olurdu hep. Dedem camiye evdeki herkesten önce giderdi. Bayramlıkları giyip cami bahçesinin yanında, “patmabay, Fatma abay” ın kapısında bekleşirdik çocuk zamanlarımızda. Sonrasında adamların camiden çıkışını görür görmez “bayramınız kayırlı bosun!!!” şeklinde şuursuzca bağırarak pamabay’ın evinden başlayarak köydeki tüm evleri dolaşır, elimizdeki poşetlere kabuklu fıstık doldururduk. Fıstığın yanında beyaz mevlana şekeri, ceviz, bonbon şeker, hatta elma verildiği de olurdu. Bir de “Lami ve Lord” efsanesi vardı ki, ayrı bir post konusudur, çocuklara verilmezdi. Erkek çocuklarda bir “hurraa!!!” gidişi olurdu genelde. Ne acelemiz vardı bilmem? Kızlar ayrı gezerlerdi. Bütün köy dolaşılıp poşetler ağırlaştığında bir yerde ( genellikle Oğuzların aşganada) oturup kim daha fazla toplamış diye bakardık. ( yanlış hatırlıyor olabilirim ama; bir seferinde Tarık’ın poşetinde ağırlık olsun diye konmuş bir taş bulmuştuk ) O işi de bitirdikten sonra klasik çocuk oyunlarına geri dönerdik, bayram biterdi bizim için. Konu açılmışken aklıma geldi; şimdiki gibi marka poşetleri yoktu tabii. Aklımda iki tane poşet kalmış : Ferruh Açık ve Erdoğan Tuhafiye baskılı poşetleri.

Bayram münasebetiyle alınmış harçlıkların köy bakkalında gazoz vs. Gibi şeylere tahvil edilmesi, geç çocukluk-ilk gençlik zamanlarının gizli gizli sigara-bira denemeleri yapılması genelde akşam saatlerinde olurdu)

bir sonraki post gençlik yıllarının bayramları ile ilgili

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder