
daha bir önceki postta yazdığım şey bir kez daha gerçek oldu (muş) "o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler" sözü bu defa Yısıb Akay için gerçekleşti ne yazık ki...
Ona dair ilk anım küçük, çok küçük zamanlarımda onların evde içtiğim sütlü kahve tadıdır. hatice teyzem'in arkadaşı Nazan abla'nın yapıp getirdiği kahveler geldi gözümün önüne... sonrasında, "tırmen" yani değirmenin sahibi olarak tanıdım Onu. biraz daha zaman geçip te bakkal dükkanını açtığında o güler yüzüyle yaptığımız sohbetler geldi aklıma. hangi seneydi bilmiyorum; Rumennige'nin 1 Milyar TL'ye Galatasaray'a transfer haberi/balonu üzerine konuştuk uzun uzun. Galatasaraylıydı, biraz da ondan daha bir kanım ısınmıştı belki de... yüzü geliyor gözümün önüne, güldüğü zaman dişindeki altın diş gözükürdü; bir de kasketli hatırlıyorum hep, sanki hiç kasketsiz gezmedi rahmetli...
yeşil bir station Anadol almıştı bir dönem, erken Polatlı yolculuklarında, Keloğlan'a tırmanırken anlattıkları geldi aklıma...
bütün evler yıkılıyor, sıvalar/bellemeler yokoluyor artık. çocukluğuma dair hatırladığım o güzel insanlar birer birer göçüyorlar, ölüm haberlerini bile ne kadar zaman sonra alıyorum.Boğazıma bir şeyler takılıyor, yazamıyorum...
tüm sevenlerinin başı sağolsun, mekanı cennet olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder