29 Aralık 2009 Salı

düğünler - 9 (gelin alma)

eveet, düğünler serimizin sonuna geliyoruz artıkın. gerçi daha anlatılacak bir sürü şey kaldı ama, çok da hakim olmadığım konular var. ( satuv, iy cayma, tokuz, cavşu, bıliş, kelın alma detayları vs.vs.)

genellikle cumartesi günü ve gecesi köyevinde yapılan eğlencelerden sonra pazar günü olay sonlanırdı. son gece içip içip dağıtan köy delikalılarının kendilerini toplarlaması o gün epey uzun sürerdi doğal olarak. bununla birlikte, kız evi-erkak evi olması dolayısıyla farklılıklar yaşansa da, düğün evi gene hareketli olurdu.

önceki gecenin ( hele bir de büyük kavga çıkmışsa ) dedikoduları ile birlikte gelin alma/verme seremonisi hazırlıkları yapılırdı.

Erkek tarafında gelin arabası olarak belirlenen arabanın yıkanması süslenmesi işi ( şimdiki gibi çiçekçiye götür de süslesin zamanları değildi) araba sahibi ya da damadın yakın çevresi tarafından belirlenirdi. gelin almaya gidecek arabalar hazırlanır, rota belirlenir ve (kararlaştırılan saatten daima daha geç olarak) yola çıkılırdı. gelin başka köydense köy girişine yakın bir yerde karşı köy delikanlıları konvoyu durdurur ve "tokuz" adı altında genellikle rakı ( para olurmuydu bilmiyorum, o olayda hiç olmadım) alırlardı. sonrasında gelin arabası köye ve gelin evinin azbarına girer, damatla birlikte dayı/amcalardan biri veya birkaçı içeri girmeye çalışırdı. bu sırada "adet görme" adı altında ayakbastı parası alınırdı erkek tarafından. ( bizim oraların adetleri hep damadı soymaya yönelik, gereksiz bir savurganlık içeren geleneklerdi diye düşünüyorum şimdi)

neyse, ağlama seansı ve edilen dualar sonrasında gelin arabaya bindirilir, geride gözüyaşlı ana-baba bırakılarak erkek tarafının çoğunlukta olduğu güruhla birlikte Polatlı'ya doğru hareket edilirdi. arada bir yerde, bu defa da erkek tarafının delikanlıları da konvoyu durdurup çember vs gibi şeyler alırlardı. polatlı'da film çekimi ve kuaför ( belki de önce oluyordu) aşamaları da geçtikten sonra ( ki buralarda da tüm harcamalar damat tarafından karşılanırdı) Polatlı Belediyesi düğün salonuna gidilirdi. orada ya direkt nikah kıyılırdı, ya da "salon toy" dediğimiz tadından yenmeyen ve güzel yurdumun hemen her tarafında benzer klişelerle dolu olarak gerçekleştirilen sıcak yaz günü eğlencesi gerçekleştirilirdi.

sonraki post salon toy!

1 yorum:

  1. Ayhan akam

    Tatar toylarını çok hoş anlatmışsınız sanki yaşar gibi olduk.
    bu seri yazı geçmişi anmaktan çok tarihe not düşmek gibi bir şey olmuş, yazılarınızı bloğuma aktardım

    www.nogai.blogspot.com

    ( satuv, iy cayma, tokuz, cavşu, bıliş, kelın alma detayları vs.vs.) diye geçiştirdiğiniz kısımları artık büyüklerinizden öğrenip bir şekilde bu Tatar toyları seri yazısını tamamlamak artık biraz da boynunuza borç olmuş gibi görünüyor.

    burada henüz anmadığınız diğer toy adetlerini ve başka tatar adetlerinide o güzel anlatımınızla bekliyoruz.

    klavyenize kuvvet

    saw bolup savlukman kalın

    YanıtlaSil